İkinci Yeni Nedir?
Türk edebiyatının en önemli modern şiir hareketlerinden biri olan İkinci Yeni, 1950’li yıllarda ortaya çıkmış, dönemin toplumsal gerçekçi şiir anlayışına bir tepki olarak doğmuş bir edebî akımdır. “İkinci Yeni” adı ilk kez, dönemin ünlü eleştirmeni Muzaffer İlhan Erdost tarafından 1956 yılında kullanılmıştır. Erdost, bu terimi Garip hareketinden (Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat) sonra ortaya çıkan bu yeni şiir dalgasını tanımlamak için uygun bulmuştu. Böylece “Birinci Yeni” Garipçiler, “İkinci Yeni” ise onlardan sonra gelen ve onlara tepki gösteren şairleri kapsayacaktı.
Neden ortaya çıktı?
1950’ler Türkiye’si, siyasal ve toplumsal açıdan büyük dönüşümlerin yaşandığı bir dönemdir. Demokrat Parti’nin iktidara gelişiyle birlikte çok partili hayata geçilmiş, liberal bir rüzgâr esmeye başlamıştır. Bu dönemde şiirde de Garip akımının etkisi sürmekteydi. Garipçiler, şiiri günlük konuşma diline indirgeyerek, halkın anlayabileceği bir sadelik getirmişlerdi. Ancak zamanla bu anlayış şiirde bir tekdüzelik yaratmış, birçok genç şair için daraltıcı bir kalıp haline gelmişti.
İkinci Yeni şairleri işte tam da bu noktada ortaya çıktılar. Onlar şiirin anlamını herkesin kolayca çözmesini istemiyor, şiiri yeniden “büyülü” hale getirmek istiyorlardı. Şiirin anlamının karmaşık, kapalı, hatta yer yer “anlamsız” olmasını savunarak, dili ve imgeleri özgürleştirdiler. Böylece İkinci Yeni, Garip’in halkçılığına ve sadeliğine karşı bilinçli bir başkaldırı niteliği taşıdı.
İkinci Yeni’nin Başlıca Özellikleri
*İkinci Yeni’yi tanımlayan belli başlı özellikler şunlardır:
Kapalı ve soyut bir anlam dünyası: İkinci Yeni şiirleri genellikle ilk bakışta anlaşılmaz. Şair, anlamın doğrudan verilmesini değil, çağrışımlar yoluyla kurulmasını ister. Okuyucudan, şiiri yorumlamasını, üzerinde düşünmesini bekler.
Dil oyunları ve yeni sözcük kombinasyonları: Bu şiirlerde sık sık alışılmadık tamlamalar, beklenmedik kelime birliktelikleri görülür. Dil adeta yeniden yaratılır. Cemal Süreya’nın “Gözlerimden cımbızla aldı geçen günü” dizesi buna güzel bir örnektir.
Görselliğin öne çıkışı: İkinci Yeni’de imge (hayal) son derece önemlidir. Şiir adeta bir tablo gibi kurulur. Şair, duygu ve düşüncelerini doğrudan anlatmak yerine onları imgeler aracılığıyla sezdirmeyi amaçlar.
Mantık dışı sıçramalar, çağrışım zincirleri: Bu akımın şiirinde neden-sonuç ilişkisi, klasik anlatım düzeni çoğu zaman yoktur. Şiir bir rüya gibi akar. Bir imge diğerine çağrışım yoluyla bağlanır.
Bireysellik: İkinci Yeni şairleri toplumsal sorunlar yerine daha çok bireyin iç dünyasını, aşkı, yalnızlığı, varoluş sancılarını işlerler. Toplumcu gerçekçiliğe karşı bu yönleriyle de bir reaksiyon gösterirler.
Anlam katmanlılığı: Şiir çoğu zaman birden çok anlam katmanı taşır. Hangi anlamın daha baskın olduğu, çoğu zaman okuyucunun yorumuna bırakılır.
Öne Çıkan Şairler
Cemal Süreya
Belki de İkinci Yeni’nin en çok tanınan ismidir. Şiirlerinde erotizm, aşk, ayrılık gibi temaları kendine özgü bir incelik ve ironiyle işler. “Üvercinka” şiiri ve aynı adlı kitabı bu akımın başyapıtları arasında sayılır.
Edip Cansever
Varoluşçu bir çizgi izleyen Cansever’in şiirlerinde nesneler, insanlar ve mekanlar arasında kurduğu ilişki dikkat çekicidir. “Yerçekimli Karanfil” önemli eseridir.
Turgut Uyar
Günlük hayatın içindeki ayrıntıları büyüleyici hale getirir. Dili ustalıkla kullanır. “Dünyanın En Güzel Arabistanı” kitabı ile tanınır.
Ece Ayhan
İkinci Yeni içinde en radikal ve politik şiirler belki de Ece Ayhan’a aittir. Dili çoğu zaman iyice kapalıdır, “sivil şiir” olarak adlandırdığı kendine özgü bir tarz geliştirir. “Bakışsız Bir Kedi Kara” şiir kitabı meşhurdur.
Sezai Karakoç
İkinci Yeni’nin metafizik ve mistik damarını temsil eder. “Mona Roza” şiiriyle genç yaşında büyük bir ün kazanmıştır.
Ülkü Tamer
Daha yumuşak, daha naif bir şiir dili kurar. Çocukluk anıları, masallar, mitolojik göndermeler onun şiirlerinde sıkça yer bulur.
İkinci Yeni’nin Getirdiği Yenilikler
İkinci Yeni Türk şiirinde dili ve şiirsel yapıyı derinden değiştirmiştir. Şiiri sıradan anlatımdan, didaktik olmaktan uzaklaştırarak çok katmanlı, çok anlamlı bir sanat haline getirmişlerdir. Bu akım sayesinde şair, imgenin sınırsız dünyasında dolaşma hakkını elde etmiş, dili adeta bir laboratuvara dönüştürmüştür.
Ayrıca İkinci Yeni şiiri, zamanla kendisinden sonraki kuşakları da derinden etkilemiştir. 1970’lerden itibaren modern şiir neredeyse İkinci Yeni’nin açtığı yoldan yürümüştür. Bugün bile pek çok genç şair, dilin sınırlarını zorlayan imgeli, bireysel, içsel bir şiir anlayışını tercih etmektedir.
Eleştiriler ve Yanlış Anlaşılmalar
İkinci Yeni çıktığı dönemde yoğun biçimde eleştirilmiştir. O yıllarda bazı eleştirmenler bu şiiri “anlamsız” olmakla, “okuyucuyu hiçe saymakla” suçlamış, halktan kopuk, aristokrat bir şiir olarak görmüştür. Oysa İkinci Yeni şairleri, şiiri halkın diline indirmek yerine halkı şiirin diline çıkarmak istemişlerdir. Onların amacı okuyucuyu küçümsemek değil, şiirin hayal kurma gücünü, büyüsünü korumaktı.
Bugünden bakınca:
Günümüzde İkinci Yeni’nin şiir anlayışı artık kanıksanmış durumdadır. Artık pek çok şiir okuyucusu imgeye dayalı, çağrışıma açık, çok katmanlı şiiri yadırgamamaktadır. Hatta çağdaş Türk şiiri büyük ölçüde İkinci Yeni’nin bıraktığı miras üzerinde yükselmektedir. Bu da İkinci Yeni’nin modern Türk şiirine ne kadar kalıcı bir yön verdiğinin kanıtıdır.
Sonuç: İkinci Yeni’nin Şiirimize Katkısı
İkinci Yeni, Türk şiirinde kelimelerin ve imgelerin ufkunu genişletmiş, anlamı her okuyucu için farklı yorumlanabilecek bir derinliğe taşımıştır. Bugün bile Cemal Süreya’nın bir dizesini her okuduğumuzda farklı bir tat almamız, Turgut Uyar’ın imgelerinde yeni ayrıntılar keşfetmemiz bundandır. İkinci Yeni’nin açtığı bu kapalı ama büyülü şiir dünyası, modern Türk şiirinin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder